- Büyüleyici Bir Yorum: “Anna Karenina” İstanbul’da Sahneye Çıkıyor!
Ünlü koreograf Boris Eifman’ın çarpıcı yorumuyla sahneye taşınan “Anna Karenina” balesi, 31 Mayıs Cumartesi ve 1 Haziran Pazar akşamları, saat 20.00’de, AKM Türk Telekom Opera Sahnesi’nde sanatseverlerle buluşacak.
Lev Tolstoy’un dünya edebiyatına damga vuran aynı adlı başyapıtından ilhamla sahneye uyarlanan bu bale, 1870’lerin Rusya’sında geçen tutkulu ve trajik bir aşk hikâyesini merkezine alıyor. Sadakat, tutku, ihanet ve içsel çatışmalar arasında parçalanan Anna Karenina’nın dramatik öyküsü, Eifman’ın psikolojik derinlik taşıyan koreografisiyle adeta bir duygular fırtınasına dönüşüyor.
Eserin müziğinde, Rus romantizminin en büyük bestecilerinden Pyotr Ilyich Tchaikovsky’nin eserleri kullanılıyor. Klasik bale tekniklerinin modern dansla iç içe geçtiği bu estetik şölen, hem görsel hem duygusal anlamda izleyenleri derinden etkiliyor.
Yalnızca dansı değil, insan ruhunu da sahneye taşıyan bir anlatıcı olan Boris Eifman’ın “Anna Karenina”sında, büyük bir aşkın yükünü taşıyan bir kadının içsel fırtınaları, dansın zarafetiyle hayat buluyor.
- Tüm Zamanlara Seslenen Bir Trajedi: “Rus Hamlet” İstanbul’da Festivalin Kapanışını Yapıyor
Uluslararası İstanbul Opera ve Bale Festivali, dramın ve dansın büyüleyici diliyle görkemli bir finale hazırlanıyor. 2 ve 3 Haziran Pazartesi ile Salı akşamları, saat 20.00’de, St. Petersburg Eifman Balesi, dünya çapında büyük yankı uyandıran eseri “Rus Hamlet” ile AKM Türk Telekom Opera Sahnesi’nde izleyiciyle buluşacak.
Bu etkileyici bale, sadece sahnelenen bir tarih değil; insan ruhunun, gücün, deliliğin ve kaderin iç içe geçtiği bir varoluş hikâyesidir. Ünlü Rus koreograf Boris Eifman, bu eserinde, William Shakespeare’in Hamlet karakteri ile Rus Çarı I. Pavel arasındaki dramatik benzerliklerden yola çıkarak, tarih ve kurmacayı ustalıkla harmanlıyor. Bir hükümdarın içsel çatışmaları, çevresindeki entrikalar ve kaçınılmaz yıkım; Eifman’ın kendine özgü psikolojik derinlik taşıyan koreografisiyle çarpıcı bir şekilde sahneye taşınıyor.
“Rus Hamlet”, yalnızca tarihi bir karakterin öyküsü değil; aynı zamanda güç, paranoya, bastırılmış duygular ve bireyin sistem karşısındaki çaresizliği üzerine evrensel bir anlatıdır. Bu dramatik yolculuğa Ludwig van Beethoven ve Gustav Mahler gibi klasik müziğin devlerinin eserleri eşlik ediyor.
Eser bugüne dek ABD, Fransa, Almanya, Avusturya, İtalya, Çin, Güney Kore, Arjantin ve daha birçok ülkede sahnelenmiş, eleştirmenlerden tam not almış ve izleyicilerden büyük beğeni toplamış bu yapıt, hem görselliği hem de duygusal yoğunluğuyla İstanbul’da izleyenleri etkilemeye hazırlanıyor.