ArtAnkara 11. Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı 19 Şubat tarihinde sanatseverlere kapılarını açıyor. Fuar, 2015’ten bu yana Türkiye’nin en prestijli sanat fuarı olarak öne çıkıyor.
Sanatın başkenti Ankara, her yıl etkisini artırarak sanatçılara ve sanatseverlere sanat dolu anlar sunmaya devam ediyor. ArtAnkara, bu yıl 19-23 Şubat 2025 tarihleri arasında Ato Congresium’da 11. edisyonunu düzenleyecek. Geçen yıl fuarın en gözde galerisi olan Esther Gallery ise bu yıl da B-12 salonunda 40 m² alanda eserlerini sergileyecek.
Uluslararası galerilerin katılımı, sanatın evrensel dilini deneyimlemek ve sanatın geleceğini şekillendirmek açısından önemli bir etkileşim alanı oluşturuyor. Bu önemli sanat buluşmasında, Esther Gallery Sanat Direktörü ve sanatçı Becci Kim (Yeonsun Kim) ile bir araya geldik. Kore sanatındaki güncel gelişmeler ve Esther Gallery sanatçıları hakkında kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdik.
Yükselişte Olan Kore Sanatı
Son yıllarda Güney Kore sanat pazarı, yerli ve uluslararası talebin birleşimiyle önemli bir büyüme kaydetti. Oldukça hareketli bir galeri sahnesine sahip olması ve dünyada en fazla özel sanat müzesine sahip üçüncü ülke (sadece Almanya ve ABD’nin ardından) olarak öne çıkan Güney Kore, küresel sanat pazarında önemli bir oyuncu konumuna geldi. Güney Kore çağdaş sanatının başarısının arkasındaki itici güçlerden biri, hükümetin kültürel girişimler ve sanata yönelik aktif desteği olarak görülüyor.
Ulusal Modern ve Çağdaş Sanat Müzesi (MMCA) ve Kore Sanat Yönetim Hizmeti (KAMS) gibi kurumlar, yerel sanatçıları tanıtmada ve Güney Kore sanat ve kültürünün değerini pekiştirmede kritik bir rol oynuyor. Koreli sanatçılar, dünya çapındaki önemli sanat başkentlerinde düzenlenen sergiler ve iş birlikleri sayesinde uluslararası arenada giderek daha fazla tanınmaya başlıyor.
Başarılı ve Parlak Bir Kore Sanatı Temsilcisi Olarak Esther Gallery
Güney Kore’nin çevre dostu Yangpyeong bölgesinde kurulan Esther Gallery, sergiler ve ulusal – uluslararası sanat fuarlarına katılarak dünyadaki güzellik ve iyiliği artırmayı hedefliyor. Düzenli olarak solo ve grup sergilerine ev sahipliği yapan galeri, Seoul Art Show, K-Art Fair, Incheon Asia Art Show, ArtAnkara, ArtContact Istanbul ve Art Festa Jeju gibi çeşitli fuarlara da aktif olarak katılıyor.
Öne Çıkan Sanatçılar:
YEONSUN KIM:

Kelebekler, Doğu ve Batı’da neşe, mutluluk, özgür aşk ve güzelliğin sembolü olarak kabul edilir. Ayrıca, kelebekler uzun zamandır ruhun simgesi olmuştur. Bu nedenle, öteki dünya ile yaşayan dünya arasında bir köprü olarak da temsil edilirler. Aynı zamanda bilgelik sembolü olarak kullanılırlar. İşte bu yüzden, pek çok olumlu anlam ve sembolizme sahip kelebeklerle çalışıyor, dünyanın güzelliğinin ve barışının devam edeceği umuduyla eserler üretiyorum.
*
Kwon Hee-ja

Bu tablo, derin ve zengin renklerle tamamlanmış görkemli bir sarayı tasvir ediyor. Göz alıcı kiremit çatısı, yapının ihtişamını vurgularken, figürlerin çoğu zarif kraliyet kıyafetleri içinde resmedilmiş. Hiçbir detay atlanmadan, tüm unsurlar titizlikle işlenmiş. Büyük bir ihtimalle önemli bir anı ölümsüzleştiren bu sahne, dışarıdan bakan biri için bile asalet ve tarih kokan bir kayıt niteliğinde.
*
Kim Kyung-me


Deniz, yaşamın kaynağıdır; su gibi, bir annenin amniyotik sıvısı gibi… Çünkü denizin tuz oranı ve besin değerleri, anne karnındaki amniyotik sıvıyla benzerlik taşır. Annelik ise, bu hayata en güvenli ortamı sağlama ve onu sevgiyle büyütme sorumluluğudur.
“Annenin Denizi” serisi, iklim değişikliği ve deniz kirliliğine karşı doğayı koruma bilincini, annelik duygusuyla birleştiren bir anlatı sunuyor. Bu çalışmalarla, yaşam dolu bir dünyayı korumanın, çocuklarımızın güvenle büyüyebileceği bir gelecek inşa etmek anlamına geldiğini vurgulamak istiyorum. Akan ve hareket eden suyun doğallığını en iyi şekilde yansıtabilmek için boya dökme ve akıtma teknikleri üzerinde çalışıyor, denizin sürekli değişen ritmini sanatla ifade ediyorum.
*
Bonnie (HeyKyong) Bang

Geleneksel Kore halk resimlerine bir tasarımcı gözüyle bakıyor, onları kendi yorumumla yeniden şekillendiriyorum. Eserlerimde gördüğüm, hissettiğim ve umut ettiğim duyguları yansıtmayı amaçlıyorum. Dilerim izleyiciler, resimlerim aracılığıyla huzur ve mutluluk bulur.
*
Haekeung Park


Doğadaki canlıların ekosistemini insana yansıtarak, doğanın temel prensiplerini keşfediyor ve yaşamın felsefesini inceliyorum. Hayatım boyunca, kimi zaman tesadüfen, kimi zaman zorunluluktan bana anlam katan canlılar, eserlerimin ana ilham kaynağı oldu. Rüzgârda dans eden otlar, suyun içinde bir arada hareket eden genç balıklar, insanlık tarihiyle iç içe geçmiş kenevir iplikleri ve mevsimlere göre dönüşen ormanlar… Doğadaki bu döngüleri gözlemlerken, yaşamın kendisinin de tıpkı doğa gibi güçlü ve sürekli bir yolculuk olduğunu, insan dünyasının bu ekosistemle ne kadar benzerlik taşıdığını fark ediyorum.
*
Song Young-sook


Çalışmamın temelini “Wayansu” oluşturuyor. İşim için gerekli manzara unsurlarını toplamak amacıyla sık sık keşif gezilerine çıkardım. Ancak 2020’nin başlarında koronavirüsün beklenmedik şekilde yayılmasıyla birlikte bu alışkanlığım sekteye uğradı. Bu zorunlu duraksama sırasında, çocukluk anılarımda yer eden Sokri Dağı’nın manzarası ve geçmişte gittiğim dağlar zihnimde yeniden canlandı. Çalışmalarımın büyük bölümü, hayal gücümden süzülen ve çağrışımlar yoluyla şekillenen imgelerden oluşuyor. Bu, gerçekliğin zorluklarını zihinsel olarak aşma çabamın sanatıma yansıyan bir ifadesi. İşte bu nedenle eserlerime “Wayansu” adını verdim.
*
Choi Dong-hwa (최동화)


Koreli sanatçı Choi Dong-hwa, uygulamalı sanata yönelmeden önce pedagoji ve felsefe eğitimi aldı. Eserlerinde hayatın farklı yönlerine dokunan Choi, sıklıkla büyük gözlü çocuk figürlerine yer veriyor. Bu çocuklar, geniş ve derin bakışlarıyla izleyicilere yetişkin önyargılarından sıyrılmaları ve dünyayı farklı açılardan görmeleri için bir davet niteliğinde.
Otuz yılı aşkın süredir çocuklar için felsefi eğitimle ilgilenen Choi’nin bu deneyimi, eserlerindeki çocuk imgeleriyle iç içe geçmiş durumda. Çocukların saflığına ve masumiyetine duyduğu hayranlık, sanatına ilham kaynağı oluyor. Anın değerine inanarak, sanat yoluyla izleyicilerine “Carpe Diem”—anı yaşa ve yakala—fikrini aktarmayı amaçlıyor.
*
Minkyung Sim

Müzik aracılığıyla bambaşka bir dünya hayal etmek… Kedi Manzarası, müzik ve edebiyat gibi sanat dallarıyla zihni arındırmayı amaçlıyor. Ütopyanın özü, süreç içinde kazanılan saf iç dünyanın sinestezik imgelerle ifadesi sayesinde korunuyor. Ancak ben yalnızca ideal bir dünyaya odaklanmıyorum. Öncelikle, sadece müzik değil, farklı sanat biçimleri aracılığıyla gerçekliğin yüklediği zihinsel ağırlıklardan arınmaya çalışıyorum. Bugünün dünden, yarının da bugünden daha iyi olması umuduyla ilerliyorum. Sanatçı olarak hem kendimi hem de eserlerimi bu sürecin bir parçası olarak görüyorum. Kediyle bütünleşen manzara, onların düşlerinde yaşattıkları ideal dünyayı simgeliyor.
*
Esther Gallery, 2025 yılında Koreli ve Türk sanatçıları bir araya getirerek sanatın birleştirici gücünü özgün bir seçkiyle sanatseverlere sunmayı hedefliyor. Fuarda yer alacak değerli sanatçılar arasında Belma Bozkurt, Ayzıt Umay, Sibel Ünalan ve Faruk Keskin yer alıyor.
Belma Bozkurt:

Lotus çiçeği kadınla ilgili çok önemli değerler barındırıyor, kadının ince ve zarif doğal güzelliği, dişil enerjisiyle zorlukları ortadan kaldırma yeteneği, sezgisel gücü, duygusal kontrolü, doğurganlığı, yeniden doğma yeteneği, farkındalık seviyesi, düşünceli ve ince halleri, tutkusu, saflığı ve bilgeliği. Kadının kendi döngüsündeki çeşitli duygu hallerini, iniş çıkışlarını, umutlarını, mücadelesini ve vazgeçişlerini, özgüvenini ve hayal kırıklıklarını, sevinçlerini ve üzüntülerini, sevgilerini ve nefretlerini lotus gravitas manifestosu ışığında naif ve güçlü bir dille dile getiriyorum.
*
Faruk Keskin:

Sanatçı, yaşadığı dönemin sosyo-politik gelişmelerine odaklanarak kendine özgü bir bakış açısı sunuyor. Alegorik ve eleştirel analizlerle birlikte, hafızanın epizodik işleyişini kullanarak bir kavramlar dünyası inşa ediyor. Günlük hayatında karşılaştığı olayları ve durumları bu kavramsal çerçevede içselleştirerek eserlerine yansıtıyor.
*
Ayzıt Umay:

Sanatçı, bu coğrafyada kadın olmanın getirdiği zorlukları portreler aracılığıyla anlatıyor. Son dönem çalışmalarında, artan şiddet olaylarının etkisiyle çocuk, korku ve kaygı temalarına daha fazla yönelmiş. Sanatçı, toplumsal olaylarla şekillendiği için önümüzdeki yılların umut ve neşe getirmesini diliyor.
*
Sibel Ünalan:

Sanatçı, döngü temasını işlediği eserlerini akrilik boya ve farklı malzemelerle üretiyor. Çalışmalarında konunun plastik dilini oluştururken çeşitli düşünceler ve anlam katmanları üzerinde duruyor. Malzeme ve kolaj kullanımı, eserlerinde vazgeçilmez bir yer tutuyor. Siyah-beyaz etkinin ön planda olduğu bu resimlerde figürler, desenler ve çizgiler sanatçının anlatımını güçlendiren unsurlar olarak öne çıkıyor.