Uluslararası sanat platformu Hiromita Project, ArtAnkara Çağdaş Sanat Fuarı’nın 11. edisyonunda sanatseverlere unutulmaz bir deneyim sundu. “Kalbin Çağrısına Yolculuk” adlı interaktif sanat yerleştirmesi, fuar boyunca ziyaretçilerin aktif katılımıyla gelişen etkileyici bir ilişkisel sanat eserine dönüştü.
ArtAnkara Fuarı, her yıl olduğu gibi bu yıl da yerel ve uluslararası sanat topluluklarını bir araya getirerek farklı sanatsal yaklaşımları ve projeleri izleyicilerle buluşturdu. Bu kapsamda Hiromita Projec’in gerçekleştirdiği etkileşimli sanat yerleştirmesi (enstalasyon), sanatın bireysel ve kolektif anlam arayışına nasıl eşlik edebileceğine dair yeni bir deneyim sunmayı amaçladı.
20-23 Şubat tarihlerinde gerçekleşen ArtAnkara fuarı boyunca ziyaretçiler, Hiromita Project’in sanatseverlerin katkılarıyla büyüyen sanat yerleştirmesinin bir parçası oldular. Türk-Tayvan kökenli sanatçı ANQI’nin kurduğu Hiromita Project sanat platformunun ArtAnkara Fuarı işbirliğiyle gerçekleştirdiği enstalasyon başta Mevlana’nın öğretileri olmak üzere Antik Yunan Felsefesi, Çin kültürü ve şamanizmden ilham aldı. Ziyaretçiler, sanatçı tarafından dikişmiş büyük bir çadır etrafında tasarlanan bu interaktif ve çok kültürlü deneyimde, kendi içsel yolculuklarına çıkma fırsatı buldular.
Sanatın daha etkileşimli ve derin bir deneyim sunabileceği fikrinden yola çıkan enstalasyon, izleyiciyi katılımcı olmaya, iç dünyasıyla bağ kurmaya ve kendi anlatısını yaratmaya teşvik etti. Mevlana’nın felsefesinden ilham alan bu çok katmanlı enstalasyon, fuarın yoğun atmosferinde düşünmeye, keşfetmeye ve kendini dinlemeye alan açan bir mekan yaratma hedefini gerçekleştirdi.
Enstalasyonun merkezinde yer alan ve sanatçı ANQI (Melek Anqi) tarafından dikilen renkli, parlak ve yansıtıcı kumaş ve tüllerden yapılmış göçebe çadır, bireyin içsel evini ve özüne dönüş yolculuğunu temsil etti. Çadırın çevresinde ise parlak fiberglass döküm, kadife kaplamalı ve sanatçı tarafından üzeri çeşitli desenlerle boyanmış Hiromita heykelleri ile dokulu resimler yer aldı.
Çadırın içindeki ışık saçan Hiromita heykeli, ruhanî bir atmosfer yaratarak ziyaretçilere içsel keşif için mistik bir alan sundu. Katılımcılar, sanatçı tarafından hazırlanmış renkli kumaş parçalarından seçerek kumaştan “Dilek Nehri”ne bağladılar, böylece kişisel ve ilişkisel dönüşümlerine olan bağlılıklarını sembolik olarak ifade ettiler.
Büyülü bir şekilde ışıklandırılmış çadırın içinde, “İçindeki hangi düşler hayata geçmek istiyor?” sorusuyla karşılaşan sanatseverler, düşlerine en yakın hissettikleri renkli kumaşları seçerek çadırın çevresindeki Dilek Nehri’ne bağlayıp bu hedeflerini gerçekleştirmek için kendilerine verdikleri sözü fiziksel bir forma döktüler.
Mevlana’nın dizeleri enstalasyonun kavramsal temelini oluşturdu:
“Ruhunun içinde bir yaşam gücü var, o yaşamı ara.
Beden dağında gizli mücevher var, o madeni ara.
Ey yolcu, eğer O’nu arıyorsan,
Dışarıya bakma, kendi içinde ara.”
Her bir kumaş parçasının sanatçı tarafından tek tek elle kesilip hazırlandığı bu uygulamada, şamanik geleneklerden ilham alınarak, kumaşlar hayat nehrini temsil eden altın bir zincire bağlandı ve çadırın çevresindeki diğer kumaşlarla bütünleşerek sayısız hikâyeyi, umudu ve arzuyu bir araya getirdi.
Hiromita: Kendini Keşfetme Yolculuğunda Bir Rehber
Hiromita, Çin’in “wamao” (çatı koruyucu kedi) heykellerinden, Asya mangasından ve Antik Yunan Felsefesi’ndeki yaşam amacını gerçekleştirme kavramından ilham alarak sanatçı ANQI tarafından yaratılan bir karakter. İlk olarak dijital bir sanat eseri olarak doğan Hiromita, zamanla resimlere, heykellere ve interaktif enstalasyonlara dönüşerek bireyleşme ve sahici bağ kurma sürecini temsil eden, insanlara yaşam amaçlarını gerçekleştirirken eşlik eden bir figür haline geldi.
Bu kültürel anlatılar ve katılımcı sanatın birleşimi, uluslararası bir sanat platformu olarak Hiromita Project’in dönüşüm yaratma potansiyelini bir kez daha gözler önüne serdi.
“Kalbin Çağrısına Yolculuk” enstalasyonu, sanatçı ve kreatif direktör ANQI’nin liderliğinde, Proje Koordinatörü Ece Özuğur, Teknik Tasarım Koordinatörü Sude Yıldırım ve Grafik Tasarım Koordinatörü Narin İrem Kıran (Nik Art Flow) tarafından hayata geçirildi. Profesyonel foto çekimleri, Mehmet İzdeş ve Ali Ulvi Baycan tarafından gerçekleştirildi.