Türkiye’nin gururu, Barış Telli’nin gerçek hayat hikayesinden yola çıkılarak sinemaya uyarlanan ,Ampute Futbol Milli Takımı oyunculuğuna ve ardından da Avrupa şampiyonluğuna uzanan mücadele dolu yılları kapsayan ‘Hayatla Barış’ filminin gala gecesi önceki gün Paribu Cineverse Kanyon’da yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Sadettin Saran, Orhan Gencebay-Sevim Emre, Bekir-Nazife Aksoy, Aslı-İlker Kızmaz, Gözde Venedik, Şevket Çapkınoğlu, Havva Öztel, Ayça Tilki ve birçok sanatçının katıldığı gecede sinemaseverler davete çok yoğun ilgi gösterdiler.
Taner Ölmez’in Barış Telli’yi canlandırdığı filmin muhteşem oyuncu kadrosunda Nazan Kesal, Bülent İnal, Gürkan Uygun, Biran Damla Yılmaz, Sinan Tuzcu, Erkan Üçüncü, Arben Akış, Alara Turan, Mekin Sezer, Gurur Çiçekoğlu ve Devrim Kabacaoğlu yer alıyorlar.
Gösterim öncesi basın mensuplarının karşısına geçen sporcu Barış Telli, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, yaşadığı mutluluğa işaret ederek, “Bu filmin gelecek nesillere bir umut ışığı olarak sizlerle buluşmasının heyecanını yaşıyorum. Mutluyuz, keyifliyiz. Kendi hayatım zor olsa da her zaman pes etmemenin, hayallerimin peşinde nasıl koştuğumu, bu filmde size anlatmış olduk. İnşallah kulaktan kulağa, nesilden nesle aktararak, herkese örnek bir hikaye olur.”
Filmin bir umut ışığı yaktığını aktaran Telli, “Pes etmemeyi öğretiyor. Biliyorsunuz ampute olarak hayatıma devam ettiğimde bir futbol topu sayesinde ayağımı kaybettim. Bir futbol topu sayesinde de dünyaları kazandım. Ben pes etmedim. Sizler de pes etmeyin. Bizim amacımız bu. Her zaman şunu söylerim; İnsanlar yaşanırken de anılmalıdır. Ben de yaşarken anılmanın gururunu, mutluluğunu yaşıyorum. Artık bu film hepinizin.” diye konuştu.
Barış’ı oynayan Taner Ölmez, çok heyecanlı olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Bugün burada olmak gerçekten bizim için bir hayaldi. Çok önce başladık filmin masa başı çalışmalarına. Biz ilmek ilmek dokuduk, gerçekten çok uğraştık, çok ter döktük. O yüzden bugün burada olmamız benim için hakikaten bir hayal. Çok mutlu ve inanılmaz heyecanlıyım. Bugün izleyeceksiniz. Umarım beğenirsiniz. Ben filmi izlediğimde gurur duydum hem çalıştığım arkadaşlarımla hem yönetmenimle hem yapımcımla. Umarım bu değeri hak ediyordur ve siz de beğenirsiniz.”
Telli’nin omuzlarındaki yükü aldığını vurgulayan Ölmez, “Barış’ı ve ailesini tanıyınca hem inanılmaz derecede iş yüküm omuzlarımdan kalktı hem de açıkçası bana bir misyon yüklendi. Biliyorsunuz lakabı ‘ampute Messi’. Çok yetenekli bir insan. Onun hayatını oynamak benim için bir gururdu ve çok mutluyum açıkçası.” diye konuştu.
Taner Ölmez, filmde her şey olduğunu söyleyerek, “Hem ağlayacak hüzünlenecekler hem de film bittiğinde bence umutla ayrılacaklar. Bu bir umut hikayesi. Barış’ın hikayesi umutla dolu çünkü. O bir kahraman. Barış bambaşka bir insan. Onunla 10 dakika geçirseniz, Barış’ı tanırsınız.” ifadelerini kullandı.
Oyuncu Sinan Tuzcu da dünyanın en yetenekli sporcularından birinin hayatını canlandırmaya çalıştıklarını söyleyerek, “Özel bir hikaye ve çok da özel oyuncularla canlandırıldı. Benim için böyle bir ekibin içinde olmak, Barış ile tanışmak büyük bir şans. Perspektifiniz, hayata bakışınız değişiyor. Çok mutluyum.” dedi.
Oyuncu Bülent İnal da Barış’ın çok özel biri olduğunu dile getirerek, “Bizler Barış’ın kurduğu hayalin bugünlere gelmesinin filmini yaptık. Bu, çorbada bizim de biraz tuzumuz olsun dedik.” değerlendirmesinde bulundu.
Telli’nin hayaline ortak olduklarını aktaran İnal, şunları söyledi:
“Çok güzel bir serüvendi. İnşallah seyirci de bu serüvene katılacak. Barış’ın hayalini hep beraber izleyeceğiz. Yakınen tanıdıktan, özellikle hayatına dair fikir edinip, bilgi aldıktan sonra çok başka bir duygu besliyorsunuz ona karşı. Çok hüzünlü ama bir o kadar da karakterli, güzel ve özel bir hayatı var. Biz teşekkür ediyoruz, bize bu güzel anları yaşattığı için. Sağ olsun.”
Oyuncu Gürkan Uygun filme ilişkin duygularını şöyle aktardı:
“Ne yaptığını bilen bir yönetmen, yapımcı, oyuncular ve ekiple çalışmak, bir oyuncu olarak bize çok büyük keyif verdi. Her zaman o fırsatı yakalayamıyorsunuz. Tabii ki bir umut filmi. Hayalleri yıkılan bir çocuğun o hayalleri yeniden inşa ederken yanında umudu, arkasında ailesinin olması ve bir tane koltuk değneği yani kanedyenle olması… Onunla birlikte hayallerini gerçekleştirebildiğini görüyoruz. İnsana olan umudumuz artıyor tabii ki.”
Oyuncu Nazan Kesal da filmin mottosunu çok önemsediğine vurgu yaparak, “Barış kendi öyküsü içinde, bana, bize hepimize çok önemli bir şey söylüyor. Diyor ki; ‘En değerli şey hayatın kendisidir. En kutsal şey yaşamdır. Yaşamın önündeki her türlü zihinsel ve bedensel engelleri kaldırın.’ Bunu dediği için de dünya şampiyonu oldu.” diye konuştu.
Çocuk oyuncu Arben Akış, “Barış abi ve buradaki abilerim ablalarım bana çok şey kattı. Barış abi bana hayatla asla bozuşmamamız gerektiğini ve hayata küsmememiz gerektiğini öğretti. Hayata karşı umutla bakmamız gerektiğini öğretti.” dedi.
Diğer çocuk oyuncu Çağla Yurga da çok güzel bir film olduğunu belirterek, “Çektiğim en iyi filmlerden biri olabilir ve sokak hayvanlarına iyi davranıyorlar.” ifadelerini kullandı.
Yönetmen Ekin Pandır, filme çok emek verdiklerine vurgu yaparak, şöyle konuştu:
“Herkes bana güvendi, inandı. Hep beraber benimle bu yolda emek verdi. Herkese çok teşekkür ederim. Burada gördüklerinizin dışında da yüzlerce kişilik bir ekip var. Hepsi aynı şekilde çok ciddi emek verdi. Hepsine çok teşekkür ederim. Başta Barış’ın filmiydi bu tabii ki ama filme başladığımızda sadece Barış’ın değil, bütün engelliler ve Barış’ın durumundakiler için umut kaynağı olabilecek bir film olduğunu fark ettik. Umarım kimseyi utandırmamış, hakkını verebilmişizdir.”
Yapımcı Hünkar Doğan, duygusal bir an yaşadığına işaret ederek, “İlk hayal ettiğimde Barış’ın hayatıyla insanlara umut olabilmek, dünyanın en ücra köşelerinde, engeli kendisine engel olarak görenlere umut olmak, ilham kaynağı olan bir içeriğe sahip olmak, hakikaten benim için çok gurur verici bir olay. Bugün onun karşılığını burada fazlasıyla alıyorum. Tabii ki Barış’ı anlatmaya bir film yetmez, yetersiz kalır.” ifadelerini kullandı.
Filmi izleyenler arasında yer alan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, sinema sezonunun yüzde 40’ın üzerinde bir artışla başladığına işaret ederek, şunları söyledi:
“Bugün çok anlamlı bir filmin galasındayız. Kardeşim mücadelenin, azmin nelere sebep olacağını, ne güzel mutluluklara vesile olacağını gösterdi. Öncelikle onun gıyabında kendisini spora teşvik eden Aysel Annemiz’in ellerinden öpüyorum. Sanat özelinde, bazen hayattaki yaşanmışlıkların çok büyük etkileri ve sonuçları oluyor. Bugün, kardeşim verdiği mücadelenin nerelere ulaştığını hepimize güzel bir seyirle izletecek.”
En son Berlin Uluslararası Film Festivali’nde değerlendirmelerde bulunduğunu aktaran Mumcu, “Bugün 173 ülkede 750 milyon seyirciye ulaşıyoruz. Bu bizim ülkemizin, kültürümüzün, insanımızın, doğamızın ve topyekûn her şeyin tanıtımı için ülkemiz adına çok önemli veriler. O yüzden bu bizi çok mutlu ediyor. Daha da artarak devam etmesini diliyoruz. Hep birlikte bakanlık ve milletimizin desteğiyle çok güzel noktalara geldik.” değerlendirmesinde bulundu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Erkin Yılmaz da sinema endüstrisinin son yıllarda muazzam bir gelişme gösterdiğini belirterek,” Bakanlık destekli filmler dünyanın her yerinde. Venedik, Toronto, Moskova ve San Sebastian’da. Sayın Bakanımız da paylaştı, bu seneye güzel başladık. Yüzde 40’lık bir artış var. İnşallah yıl sonunu 40 milyonun üzerinde seyirciyle karşılayacağız. Çok yakın zamanda bir mevzuat değişikliği yaptık. Arzu ediyoruz ki izleyiciler daha ucuz fiyatla biletlere ulaşsın, seyirci sayımız artsın. Dolayısıyla bütün bunların endüstriye çok büyük desteği, katkısı olacak. Bugün Barış için, onun hayatımıza kattıkları için buradayız. Gişesi bol olsun.” diye konuştu.
Sanatçı Orhan Gencebay ise hayatla ilgili anlatılan güzelliklere herkesin ihtiyacı olduğunu söyleyerek, “Çok önemli bir konu bu. İnşallah her şey emek verenlerin gönlünce olur. Biz de mutlu oluruz. Tebrik ediyor, kutluyor, başarılar diliyorum.” dedi.
Gencebay, milli değerlerin önemine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Milli değerlerimiz temel olarak abide gibi yerinde duruyor. Onu fark ederek, onu daha ileri götürmek boynumuzun borcudur. Geleneğe dayalı yenilikler gelişmişliktir. Bunu unutmayalım. Biz milli değerlerimizi daha öteye götürmeye çalışıyoruz. Benim bir görevim bu. Bunu yaparken bilgiyle özgür duygu ve düşünceyle yapmalıyız. Çok önemlidir bu konu. Bunlara değer versin arkadaşlar. Yeteneği de yanına ilave edelim. Yeteneksiz hiçbir şey olmaz.”
Filmi izlemeye kızı Zeynep Alkan ile gelen oyuncu Hamdi Alkan ise güzel bir film izleyeceklerini ve keyifli olduklarını söyledi. Babası için ‘kavalyem’ diyecekken ‘klavyem’ diyerek dili sürçen Zeynep Alkan ise hem kendisi kahkahalara boğuldu hem de etrafını güldürdü.
Senaryosunu Caner Erzincan ile Koray Yeltekin’in kaleme aldığı film, 23 Şubat’ta vizyona girecek.