Başlattığı UNUTMAMA HAREKETİ ile yaşamı değişen milyonlarca insana sanat ve ilham aracılığı ile destek olmaya çalışan 15’inci 360 Dereceden Aşk Festivali finalini dünya standartlarında bir performans ile yapıyor. Multidisipliner sanatçı Arbil Çelen Yuca 16 – 18 Mart tarihleri arasında festival ana mekân sponsoru Pera Palace Hotel gibi kamusal bir alanda 48 saat boyunca kesintisiz sürdüreceği “DÖNGÜDE HÜR-SEN” isimli iddialı bir performans gerçekleştirecek.
Özünde barındırdığı iyilik ve paylaşım kavramları ile yola çıkan İstanbul’un Kültür, Sanat, Tasarım ve Yaşam Festivali 360 Dereceden Aşk || Love360Fest onlarca kültür-sanat-tasarım profesyonelinin, yüze yakın eserin, pek çok kurum ve STK’nın katılımıyla, Istanbul Concept organizasyonunda bu sene on beşinci kez gerçekleşiyor. 2023 teması; Türkiye Cumhuriyeti’nin 100.yılı olması sebebiyle ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Özgürlük ve Bağımsızlık Benim Karakterimdir!” sözünden ilhamla; Özgürlük Senin Karakterindir! Küratörlüğünü fikir annesi Işık Gençoğlu’nun yürüttüğü festivalin; 8 Şubat’tan bu yana üç farklı alanda devam eden sergileri, bugüne kadar düzenlediği etkinlikleri ve geçen hafta yapılan Aşkı Konuşanlar Konferansı da dahil olmak her bacağında “özgürlük” kavramı farklı açılardan işlenirken, aynı zamanda afetzedelere yönelik fayda yaratmaya odaklı eylemler gerçekleşiyor. 18 Mart’ta final yapacak olan festivalin son sürprizi de yine bu konseptte hayata geçecek olan multidisipliner sanatçı Arbil Çelen Yuca’dan “DÖNGÜDE HÜR-SEN” performansı.
48 Saat Kesintisiz Sürecek Dünya Standartlarında Bir Sanat Performansı: “DÖNGÜDE HÜR-SEN”
Arbil Çelen Yuca, 16 Mart, Perşembe akşamı saat 19.00’da Pera Palace Hotel, Galata Fuaye’de kuracağı yaşam alanına yerleşecek ve orada 48 saat boyunca yaşayarak, yazılı sözlü iletişim kurmaksızın eserini üretecek. Multidisipliner sanatçı; Pera Palace Hotel gibi kamusal bir alanda, yaşadığımız topraklardan yola çıkarak özgürlüğün mekânsal ve sosyal etkileşimle alakasını, bireyin hikayesini başka türlü anlatabilmek için yöntem arayışını ve bu yöntemlerde özgünlüğünü sorgulayacak. Yuca, performansına bu 2 gün süresince şahitlik edenlere, izlenirken özgür olmanın, kendin kalabilmenin mümkünlüğünü irdeletecek. Sanatçının ana soruları: “Kişi özgürlüğünün sınırlarına tehdit saydığı gözlemlendiği alanda, kırılganlığı ile açılımlar yaşarken kendisi olmayı deneyimleyebilir mi?” “Mekânsal kısıtlamalar, yaşamsal denklemde özgünlük için nasıl çalışır?”
Performans; Demeter-Persofone mitinin ilhamıyla, anne kız ilişkisi üzerinden kadının döngüsü, dişille erilin ilişkisi ve dünyamızın döngüsündeki ikilemleri kelimeler olmadan anlatmayı araştıran sanatçının 48 saat boyunca kamu alanında yapacağı resimle başlayacak. Kanvasın önünde yer alacak kilden bir kütle, hikayedeki kahramanın aştığı dağları sembolize edecek. Desene eklenen her kuşla sanatçı o kilden bir parçayı kuş haline getirip, özgürleştirecek… Kostümünü moda tasarımcısı Niyazi Erdoğan’ın özel olarak tasarladığı performansa, 7 ayrı yaşam sanatçısı Yuca’nın bilmediği zamanlarda katılacak.
48 saatlik performans, 18 Mart, Cumartesi günü saat 19.00’da müzisyen Banu Kanıbelli’nin Fazıl Hüsnü Dağlarca şiirlerine bestelerinden bir dinletinin ardından, performans esnasında ürettiği eserin satışından afetzedelere destek verecek olan Yuca’nın yaptığı desenden yola çıkarak “başka bir hikaye mümkün” anlatısı ile tamamlanacak.
Festival herkesi bu özel sanat performansına şahitlik etmeye davet ediyor.
Performans detayları:
· Sanatçı; Demeter-Persofone mitinden aldığı ilhamla kendi sorgularını, 180×150 cm ve 180×100 cm’lik iki kanvasa anlatıcı olarak, kelimeler olmadan, çizecekleri ile anlatmanın yolunu arayacak.
· Kanvasların önündeki kilden kütle, hikayedeki kahramanın aştığı dağları sembolize ediyor. Desene eklenen her kuşla kil dağdan bir kuş yapacak ve kuşların içine özgürlüğe yeşermesi için özel tohumlar koyacak. Bu tohumlar, izleyicilerin özgürlük niyetlerini yazacağı kağıtlara sarılacak.
· Performansa özel tasarlanan kostüm “Kozacı” sıfatıyla modacı Niyazi Erdoğan tasarımı.