Hemen her sektörde kendisini gösteren dijital dönüşüm, Çin’deki corona virüsü gibi tüm dünyayı ilgilendiren olaylarda daha da önemli hale geldi. Şirketler arasındaki anlaşmalardan uluslararası ticarete kadar her şeyin, tarafların birbirlerinin ülkesine gitmesine bile hiç gerek kalmadan yürütüldüğü bir dünyadayız. Tahsili geciken yurtdışı alacakları söz konusu olduğunda Türk ihracatçılarının kafasındaki en önemli sorulardan biri, ‘ya paramı alamazsam’ veya ‘daha fazla gecikirse ne yaparım?’. Uluslararası ticarette olduğu gibi, uluslararası alacak yönetiminde de hizmet veren tahsilat ajanslarıyla çalışıldığı takdirde, yurtdışında borçlu firmanın bulunduğu ülkeye ziyarete gidilmesine gerek kalmadan çözümlere ulaşmak mümkün.
Tahsilatta Dijital Dönüşümün Faydaları
2011 yılından beri alacak yönetim faaliyet gösteren ve Türkiye’nin ilk uluslararası tahsilat ajansı olan ARS Danışmanlık kurucusu Ayşe Burcu Arslan bu konudaki görüşlerini şöyle paylaştı: ‘155 ülkenin her birinde çalıştığımız çözüm ortaklarımız sayesinde, borçlunun ülkesindeki alacak yönetim sürecini akıcı bir şekilde işletebiliyoruz. Çin’deki corona virüsü salgını haberleriyle birlikte, Çin’deki tahsili geciken alacak dosyalarının seyriyle ilgili biz de süreçleri yakından takip etmeye başladık. Çok kısa bir süre içinde Çin’deki çözüm ortaklarımızdan aldığımız olumlu haberlerle, tahsilat süreçlerindeki dijital dönüşümün gücüne şahit olduk. Çin başta olmak üzere, Singapur, Japonya, Kore, Malezya, Tayland gibi, virüsün en sık görüldüğü ülkelerdeki tüm çözüm ortaklarımız, riskleri göz önünde bulundurarak evden çalışma sistemlerini derhal devreye soktuklarını ve mevcut borç dosyalarında hiçbir aksaklık olmadan çalışmalarına devam ettiklerini paylaştı. Hatta 2019 yılının Ocak ayına kıyasla, 2020 Ocak ayında, Çin’den tahsil ettiğimiz yurtdışı alacaklarının oranı %18 den fazla. 2020 Şubat ayında da yine en az bu oranda artış olacağını düşünüyoruz” dedi.’
Alacak Yönetiminde Düzenli ve Sıkı Takip Önemli
Dijital dönüşümün sağladığı en büyük faydalardan biriside bulut tabanlı yazılımların iş takiplerini kolaylaştırması oldu. Evden veya ofis dışındaki yerlerden erişim alacak yönetimi gibi düzenli iş takibinin ana konu olduğu sektörlerde büyük kolaylıklar sağlıyor. Gerekli güvenlik tedbirleriyle beraber sağlanan bu erişimler sayesinde evden çalışma imkanları, yine email ve telefonla takip olanaklarını da sunduğu için geçici süreyle cazibesini koruyacağa benziyor. Ama elbette borçlular ile yüz yüze görüşmelere imkan sağlayan ve ekip çalışmasından beslenen ofis ortamındaki alacak takip çalışmalarının etkisi de göz ardı edilemez. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) günlük yayınladığı rapora göre, corona virüsünün yayılma hızında düşüş, geçici olarak sürdürülen evden çalışma süreçlerinin çok kısa bir sürede normale döneceğine işaret ediyor.
Çin ve Türkiye Arasındaki Ticarette Aksama Yok
Uluslararası ticaretin de dijital dönüşüme ayak uydurduğu günümüzde, Türkiye’nin en çok ithalat yaptığı ülkelerin başında gelen Çin’in dış ticaret faaliyetleri de aynı hızıyla devam ediyor. Hatta Ocak ayının sonuna kadar Çin’den gelen 200 milyon maske siparişiyle, Türkiye’den Çin’e ihracatın ciddi oranda artacağı bekleniyor. Çin İstanbul Başkonsolosluğu Ticaret Konsolosu Huang Songfeng’in ‘Corona virüsünün Çin ekonomisini kısa vadede olumsuz yönde etkileyebilir ama uzun vadede bu etki önemini yitirecektir. Türkiye’nin Çin’e ihracatı aylık bazda tarihte ilk kez Çin’den yaptığı ithalatı geçebilir.’ şeklindeki açıklamaları bunu destekler nitelikte.
Çin’den ithal edilen ürünlerle corona virüsünün bulaşabileceği yönündeki endişeler ise, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın açıklamaları ile giderilmiş durumda. Sağlık bakanlığından gelen notta bu virüsün kuru yüzeylerde birkaç saatten fazla yaşamadığı, dolayısıyla uluslararası kargolarda bir sıkıntı olmadığı yönünde açıklamalarda bulunan Bakan Pekcan, Çin ile uluslararası ticarette bulunan Türk firmalarını rahatlattı.
Hazır Giyimde Yurtdışı Alacaklar Artabilir
Türkiye İhracatçılar Meclisin(TİM) Ekonomik Araştırmalar Şubesinin 7 Şubat 2020 tarihli incelemesindeki rapora göre, hazır giyim ve tekstil sektöründe Çin’de üretilen ürünlerin corona virüsü sebebiyle zamanında teslim edilememesi riskine karşılık, Türkiye gibi ülkelerle görüşmelerin başladığı ve Türkiye’nin geleneksel olarak üretiminde uzmanlaştığı tekstil sektöründe de çeşitli fırsatların var olduğu vurgulanıyorİngiltere, İspanya, Almanya ve diğer bazı AB ülkelerinin, fiyat avantajından dolayı daha önce Çin’den ithal etmeyi düşündüğü hazır giyim ürünleri için Türkiye’yi tercih etmeleri de gündeme gelmeye başladı. Hatta İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, 1 ay içinde Avrupa’daki firmalara fiyat tekliflerinin ve numunelerin gönderilmeye başlayacağını aktardı. Ek olarak ‘Bizim ihracatımızın %70’i AB’ye olduğu için küçüklü büyüklü bütün firmalar Türkiye’de araştırmalarını yapmaya başladılar’ şeklindeki açıklaması da, önümüzdeki aylarda Avrupa’ya ihracatımızın aratabileceğini destekler niteliktedir. Özellikle rekabetin yoğun olduğu sektörlerde tahsilat kabiliyetinin önemine değinen Ayşe Burcu Arslan sözlerine şöyle devam etti; “ Hazır giyim ve konfeksiyon, rekabetin çok yoğun olduğu bir sektördür. Haliyle rakiplerinin arasından sıyrılmak için, tahsilat risklerini üstlenen ve uzun vadeli satışlarla ihracat yapan Türk şirketleri, güvene dayalı ticareti yoğun olarak benimsemiş durumdalar. Bazı durumlarda, kısmi alınan ön ödemelerle üretimlerini tamamlayarak yurtdışı ürün gönderimlerini yapan Türk ihracatçıları, yurtdışında tahsili geciken alacaklarının oluşmasına da böylece zemin hazırlamış olabiliyor. Haliyle, hazır giyim sektöründe Avrupa ülkelerine ihracatın artması, tahsili geciken yurtdışı alacaklarının da artmasını beraberinde getirebilir. Bu konudaki riskleri azaltmak için, yurtdışındaki müşteri adayları olan firmalarla ilgili istihbarat araştırmaları yapmaları ve şirketler, edindikleri finansal ve ticari raporlarla verdikleri limitleri, hatta vade sürelerini daha doğru belirlemelilerdir” dedi.