15’nci yılını kutlamaya hazırlanan, kültür ve sanatın lokomotifi CerModern, bu hafta (28 Ekim-3 Kasım) yine sanatseverleri sanatın büyülü dünyasına davet ediyor. Bu hafta neler mi var?…
Devam Eden Sergiler
İÇGÜDÜ VE YAZILIM DİLBİLGİSİ SERGİSİ 30 KASIM’A KADAR DEVAM EDİYOR
“İçgüdü ve Yazılım: Macar Genç Sanatçılarla Çağdaş Sanatın Yeni Yüzleri”
CerModern, Macaristan Merkez Bankası Sanat Koleksiyonu’ndan seçilen genç sanatçıların katılımıyla gerçekleşen “İçgüdü ve Yazılım” sergisini sanatseverlerle buluşturuyor. Bu sergi, çağdaş sanatın derinliklerine inerek, sanat üretiminde içgüdüsel yaklaşımlar ile yazılım teknolojisinin katmanlarını bir araya getiriyor. Genç sanatçıların eserleri, modern sanatın değişen yüzünü gözler önüne sererken, görsel yapıların iç mantığını keşfetmeye davet ediyor.
Sergi, iki ana eksende şekilleniyor: içgüdü ve yazılım dilbilgisi. Bu ikili yapı, sanatçıların geleneksel resim ve heykel anlayışlarını dijital araçlarla nasıl harmanladığını ve sezgisel yaratıcı süreçleri nasıl yeniden tanımladığını ortaya koyuyor. Eserler, doğayla ve insani duygularla kurulan organik bağlar ile dijital dünyanın yapılandırılmış mantığını bir araya getiriyor.
İçgüdü
İçgüdüsel yaratım, sanatçının doğrudan duyusal deneyimlerine dayanarak, kendiliğinden gelişen bir süreci temsil ediyor. Bu bölümde yer alan sanatçılardan József Csató, biyomorfik formlarıyla soyut ve figüratif olanı buluşturuyor. Resimlerinde amip benzeri şekiller ve canlı renkler, gerçek dünyadan izler taşırken, aynı zamanda hayal gücünün derinliklerine yolculuk yapıyor. Nikolett Balázs, arkaik malzemeleri kullanarak oluşturduğu kadınsı fantezi enstalasyonları ile tanınıyor. Çalışmaları, çevresiyle ve malzemeleriyle kurduğu derin ilişkiden doğan güçlü anlatımlara sahip.
Ádám Dóra, kentsel peyzajlardan esinlenerek soyut geometrik formlar yaratırken, şehir yaşamının unsurlarını tuvaline taşıyor. Erika Fábián ise, duygusal derinliği soyut sanatla birleştirerek noktalardan oluşan minimal kompozisyonlar yaratıyor. Eserleri, kişisel deneyimlerden ve travmalardan doğan bir bellek kaydı niteliğinde.
Yazılım Dilbilgisi
Yazılım dilbilgisi, dijital araçların sunduğu katmanlı yaratım süreçlerini temsil ediyor. Róbert Batykó, dijital imaj ve grafik yazılımı ile resimsel yüzeylerde yeni bir dil yaratıyor. Boya kütlelerini makine yardımıyla işleyerek dijital estetiği tuvale taşıyan Batykó, resimlerinde post-teknolojik bir gerçeklik sunuyor. Márton Nemes ise, dijital dünyadan esinlenerek canlı renkler ve endüstriyel malzemeleri kullanıyor; spontane fırça darbeleriyle teknolojinin estetiğini bir araya getiriyor.
Gergő Szinyova, eski poster baskılarının aşınmış desenlerini parlak renkli tuvallerinde yeniden yaratırken, Menyhért Szabó klasik insan yüzlerini çarpıtarak evrensel portreleri maskelere dönüştürüyor. Heykel sanatına dijital katmanlar ekleyen Tamás Melkovics, 3D yazılım kullanarak esnek ve genişletilebilir heykeller yaratıyor.
Bu sergide yer alan sanatçılar, çağdaş sanatın farklı yaklaşımlarını bir araya getirerek, içgüdüsel yaratım süreçleri ile dijital teknolojinin sunduğu olanakları harmanlıyorlar. Sanatseverler, “İçgüdü ve Yazılım” sergisi ile hem doğadan beslenen içsel estetik deneyimlere, hem de dijital dünyanın yapılandırılmış mantığına tanıklık edecekler.
İçgüdü ve Yazılım sergisi, 21. yüzyıl sanatının yaratıcı çeşitliliğini ve genç sanatçıların bu süreçteki yenilikçi rollerini keşfetmek isteyen herkesi CerModern’e davet ediyor. Ayrıca, her hafta sonu saat 14:00’te sergi turları bulunuyor.
MAYALAR – Gizemli Dünyalar Serisi (1 Ekim – 30 Kasım)
CerModern ve Reotek işbirliğiyle Flow Digital Theatre’da gerçekleştirilen bu dijital sergi, ziyaretçilerini Maya medeniyetinin büyüleyici evrenine davet ediyor. İki ana bölümden oluşan sergide, Maya mimarisinin zarafeti, doğayla olan mistik bağları ve astrolojik inançları derinlemesine inceleniyor.
İlk bölümde, Maya toplumunun sosyal ve kültürel dokusunu keşfedecek; ikinci bölümde ise, Maya uygarlığının en önemli yazılı eserlerinden biri olan Dresden Kodeksi’nin dijital arşivi bulunuyor. Bu eşsiz dijital deneyim, rehber eşliğinde yapılan turlarla daha da zenginleşiyor ve ziyaretçilere unutulmaz anlar sunuyor.
BAŞKA BİR YERE BAKMAK ORADA OLMAK (3 Kasım’a kadar görülebilecek)
İtalya’nın Ankara Büyükelçiliği ve Avusturya Sanat ve Kültür Bakanlığı iş birliğiyle düzenlenen “Başka Bir Yere Bakmak Orada Olmak” sergisi, hareket ve aidiyet kavramlarını derinlemesine inceleyerek sanatseverlere çok katmanlı bir deneyim sunuyor. Farklı kültürel bağlamlardan gelen sanatçıların eserleri, bir yere bakmanın ve o yerde var olmanın anlamını sorguluyor.
Sergideki eserler, sınırları aşan sanatsal pratiklerle mekânsal ve sosyal ilişkiler arasındaki beklenmedik bağlantıları ortaya koyuyor. İzleyiciler, sanatçıların özgün yaklaşımlarıyla fiziksel ve duygusal bağların karmaşık doğasını keşfedecek. Marcello Farabegoli ve ekibi tarafından küratörlüğü yapılan bu sergi, farklı perspektifler sunarak katılımcıları düşünsel bir yolculuğa çıkarıyor. Mekânın algılanışını, bireyler arasındaki ilişkilerdeki dönüşümleri ve bu dönüşümlerin sanatsal pratiklere nasıl yansıdığını sorgulayan bu sergi, sanatın sosyal dinamiklerle olan etkileşimini mekân ve hareket kavramları aracılığıyla gözler önüne seriyor.
Bu bağlamda, izleyiciler yalnızca bakmakla kalmayıp, bakış açılarını da sorguluyor; mekân, hareket ve ilişkiler etrafında özneleşme sürecine tanıklık ediyorlar. Sergideki eserler, mekânın nasıl algılandığını, hareketin nasıl deneyimlendiğini ve bireylerin ilişkilerinde nasıl bir dönüşüm yaşandığını gözler önüne seriyor.
Sanat, öznelliği geliştiren bir araç olarak işlev görüyor; ancak bu bağlamda perspektif, öznede değil, nesnelerde ve dünyada var olan bir olgu olarak ortaya çıkıyor. Sergi, izleyicileri geçmişle günümüz arasında köprüler kurmaya davet ederken, aynı zamanda yeni bakış açıları geliştirmenin ve farklı perspektiflerden bakmanın önemini vurguluyor. Ziyaretçiler, sanat eserleri aracılığıyla özneleşmenin karmaşık ve çok katmanlı yapısını deneyimleyecek ve kendilerini bu dönüşümün bir parçası olarak hissedecekler.
ANGARA GAZİNOSU MÜZİKLİ KABARE TİYATRO OYUNU
Ankara’nın unutulmaz gazino akşamları, Angara Gazinosu Müzikli Kabare ile yeniden hayat buluyor! 25 kişilik dev kadrosu ve canlı orkestrasıyla bu müzikal tiyatro oyunu, izleyicileri geçmişin büyülü atmosferine geri götürürken aynı zamanda eğlence ve müziğin tarihine de ışık tutuyor.
Oyunda, Huysuz Virjin karakterinin canlı performansları eşliğinde Ankara kaşık havaları, oyun havaları, arabesk ve Türk Sanat Müziği’nin en sevilen şarkıları canlı olarak icra ediliyor. Müzikle birlikte, geçmişten günümüze değişen toplumsal, siyasal ve kültürel dinamikler, Türkiye’nin eğlence ve müzik sektörüne olan etkileriyle sahneye taşınıyor. Angara Gazinosu, sadece bir müzikal tiyatro değil; aynı zamanda müziğin, eğlencenin ve sosyokültürel değişimlerin nostaljik bir portresi.
Bu kabare tiyatro, izleyicilere geçmişin gazino kültürünü yeniden yaşatırken, toplumsal erozyonun etkilerini mizahi ve dokunaklı bir dille anlatıyor. Canlı müzik eşliğinde icra edilen şarkılar ve enerjik sahne performansları bambaşka bir deneyim sunacak.
ROMEO VE JULIET (31 Ekim)
William Shakespeare’in edebiyat dünyasına kazandırdığı en büyük trajedilerden biri olan Romeo ve Juliet, 31 Ekim akşamı saat 20:00’de CerModern sahnesinde izleyicilerle buluşuyor. Aşkın saflığını ve trajedisini en çarpıcı biçimde anlatan bu unutulmaz eser, tiyatro dünyasının başyapıtlarından biri olarak yeniden hayat bulacak.
Romeo ve Juliet, Shakespeare’in zamansız dehasıyla, iki gencin birbirine olan karşı konulamaz aşkını, düşman aileler arasındaki kan davalarıyla harmanlıyor. Aşk uğruna göze alınan fedakarlıklar ve kaçınılmaz bir sonla yüzleşen genç aşıkların bu öyküsü, Shakespeare’in incelikli dili ve derin psikolojik çözümlemeleriyle insanlık tarihinin en etkileyici anlatılarından biri olarak öne çıkıyor. CerModern’in büyüleyici atmosferinde sahnelenecek bu gösterim, izleyicilere duygusal bir yolculuk vaat ediyor.
Romeo ve Juliet, yüzyıllar boyunca aşk ve trajedi kavramlarını yeniden tanımlayan eser olarak, aşkın gücünü ve insan doğasının zayıflıklarını güçlü bir şekilde yansıtıyor. İki ailenin çatışması, genç aşıkların umut dolu, ancak kaçınılmaz sonu; Shakespeare’in ölümsüz dizeleriyle yeniden sahnede canlanıyor.
THE BLAZE DJ SET KONSERİ (29 Ekim)
Elektronik müziğin en çarpıcı ve etkileyici ikilisi The Blaze, 29 Ekim’de CerModern’de sahne alıyor. Farklı sahne kurulumu, büyüleyici üç boyutlu görsel şovlar, interaktif özel tasarım visual’lar ve ışık gösterileri ile izleyenlere unutulmaz bir gece yaşatacak.
Fransız kuzenler Guillaume ve Jonathan Alric’in müzik ve yönetmenlik becerileriyle kurdukları The Blaze, işitsel ve görsel bir şölen sunarak dinleyicilerini derinden etkileyecek. Vokallerle süslü mistik müzikleriyle ruha dokunan ikili, elektronik müziği sahnede adeta yeniden tanımlıyor.
Ayrıca gecede, elektronik müzik dünyasında hızla yükselen Alman DJ – Prodüktör Patrick Krause de sahne alacak. Özellikle Bicep’in “Drift” parçasına yaptığı remix ile dikkat çeken ve Solomun’un performanslarında adını duyuran Krause, ritimleriyle izleyicilere unutulmaz bir deneyim yaşatacak.
CerModern, avantajlı üyelik programlarıyla sanat tutkunları için pek çok ayrıcalık ve fırsatlar da sunuyor.