Sound of Europe Festivali, Avrupa Birliği Yaratıcı Avrupa Programı tarafından desteklenen Avrupa ağlarından EUNIC’in (Avrupa Birliği Ulusal Kültür Enstitüleri) İstanbul ve Ankara kümelerinin girişimi ve Kadıköy Belediyesi, Çankaya Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iş birliği ile hayata geçirilen Sound of Europe Festivali’nin üçüncüsü 15 Eylül akşamı sona erdi. Festival kapsamında üç farklı kentte, yerli ve yabancı 50’den fazla sanatçının verdiği 25’in üzerinde konseri 9000’e yakın kişi izledi.
Bu sene üçüncüsüyle dinleyicilerle buluşan Sound of Europe Festivali, 14 ve 15 Eylül’de İstanbul Kalamış Atatürk Parkı, Ankara Çankaya Ahlatlıbel Atatürk Parkı ve İzmir Bostanlı Seyir Terası’nda müzikseverlerle buluşarak yeni seslere kulak vermek isteyen herkesi bir araya getirdi.
Cazdan rock’a, hiphop ve rap’ten solo piyanoya ve elektronik müziğe kadar geniş bir seçkinin yer aldığı Sound of Europe Festivali, müzikseverlerin yoğun ilgisiyle üçüncü edisyonunu sonlandırdı. Halka açık ve tamamen ücretsiz gerçekleştirilen festival kapsamında üç farklı kentte, yerli ve yabancı 50’den fazla sanatçının verdiği 25’in üzerinde konseri 9000’e yakın kişi izledi.
Festival, müzikseverleri Avrupa ve Türkiye’den müziğin yenilikçi isimleri ile buluşturdu
Festivalin 14 ve 15 Eylül’de, İstanbul, Ankara ve İzmir’de eşzamanlı gerçekleştirilen konserlerinde ziyaretçiler yazın tükenmeyen enerjisini doyasıya yaşadı. Dinleyiciler üç büyük kentte başta Portekiz olmak üzere Akdeniz ruhunu şarkılarıyla sahneye taşıyan Senza, folk etkisindeki melodileri, kişisel şarkı sözleri ve hikayelerle birleştiren Zuzanna, R&B ve soul tutkunlarının gözdesi olmaya aday Gaidaa, sahnede seyirci ile sohbet edercesine şarkılarını seslendiren acapella türünün İtalyan temsilcileri Mezzotono ve soul’dan nu-jazz’a, elektronikten dünya müziğine uzanan reprtuarlaryla 7th Sense’in de aralarında bulunduğu yerli ve yabancı sanatçılarla buluştular.
Festival boyunca repertuarı swing müzikten çağdaş caza ve doğaçlama müziğe kadar çok çeşitli tarzları kapsayan repertuarlarıyla Sebastian Burneci Quintet, naif ama bir o kadar cesur şarkı sözleriyle dinleyiciyi kendine bağlayan YSÉ, performanslarında Alexia’nın çok yönlü vokalleri ve Robert’ın karmaşık gitar çalışmaları benzersiz bir bütünlük yakalayan Alexia Micallef ve Robert Muscat ikilisi ve popüler müzik, doğaçlama ve şiir arasında gidip gelen konserleriyle tanınan Triana and Luca dinleyenlere eşsiz birer konser tecrübesi yaşattı.
Festival kapsamında ayrıca çağdaş folk müzik, modern ve geleneksel şiiri parçalarında bir araya getiren Katja Šulc, post-punk, psikedelik rock, Brit-pop ve 90’ların indie-rock anlayışından beslenen kendi müzikal türleri “proto-pop” besteleri ile Isolation Berlin, flamenko, pop ve Latin ritimleri arasında gidip gelen enerji dolu müzikleriyle Maruja Limón ve 80’lerin titreşimlerinden izler taşıyan parçalarıyla tam bir surf rock konseri veren DIVES alışılmışın dışında ve yeni müzikal türlere kulak vermek isteyenler için sahnedeydi.
Sound of Europe Festivali’nde bu isimlerin yanı sıra, Türkiye müzik sahnesinden kimi zaman kıpır kıpır kimi zaman huzurlu bir yolculuğu andıran parçalarıyla Aleyna Talınlı, Türkçe şarkıları funk ve caz yorumlarıyla yeniden canlandıran ODTÜ Caz Kolektif ileBestelerinde kimi zaman klasik müziğin kimi zaman ise slow rock, rock’n’roll’un etkilerini hissettiren Buğra Uğur ve müzikal motiflerini, ambient, rock ve elektronik müziğin temelleriyle bir araya getirdikleri performansları ile Ayanbeyan dinleyicilerle buluştu.
Avrupa’dan 13 farklı müzik grubunun yanı sıra Türkiye’den yerel sanatçıları sahnesine konuk ederek yeni sesler ve projeler için bir keşif sahnesi olmayı hedefleyen Sound of Europe Festivali, gelecek senelerde de genişleyen programı ve sanatçı seçkisiyle müzikseverleri ağırlamaya devam edecek.